YOLSUZ TESCİL

2020-12-14
gayrimenkul-ve-insaat-hukuku
ozguralgul

Hukuken geçerli bir zemine oturmayan ve bu nedenle bağlayıcılığı da bulunmayan tescile “YOLSUZ TESCİL” denilmektedir. Dolayısıyla bu tescil kanunların aradığı usule uymayan bir işlem ihtiva etmektedir. Yolsuz tescil sebebiyle mülkiyet hakkı gibi ayni bir hakkı zayi olan, hakkı sınırlanan veya bu hakkın kullanımı elinden alınan kimse, tescilin yolsuz olduğunu iyiniyetli olmayan üçüncü şahıslara karşı ileri sürebilmektedir. Tescilin yolsuz olduğunu bilen ya da bilmesi gerekenlerse hiçbir suretle bu tescile dayanamamaktadır.

Tescilin ilk oluşturulduğu vakitteki bir işlemde hukuken uygunsuzluk olmuşsa baştan yolsuz tescil, bu tescil hukuka sonradan uygunsuz hale gelmişse sonradan yolsuz hale gelmiş tescil var demektir.

Yolsuz tescil veya yolsuz terkin sebebiyle hakkı zedelenen kişiler “TAPU SİCİLİNİN DÜZELTİLMESİ” davası açarak kaybettikleri haklarına tekrar kavuşabilmektedirler. Dava kabul edildiğinde, tapu müdürlüğü, artık bir mahkeme kararı bulunduğundan yolsuz olan sicili terkin ederek olması gereken tescili kayıtlara geçirmektedir. Fakat bilinmesi gerekir ki, Türk Medeni Kanunu hükümleri uyarınca geçerli bir sebep olmaksızın tapu kütüğüne malik olarak yazılan kişi, taşınmaz üzerindeki zilyetliğini davasız ve aralıksız olarak 10 yıl süreyle ve iyi niyetli olarak sürdürürse zamanaşımı yoluyla mülkiyet hakkını kazanır ve onun bu hakkına itiraz edilemez. Bu nedenle tescile iyi niyetle güvenen kişilerin edinimlerine ilişkin kanun hükümleri saklıdır.

Tapu sicilinin düzeltilmesi davasının açılabilmesi için yolsuz bir tapu tescil işlemi ve bu işlem sonucunda ayni hak sahibinin zarar görmüş olması gerekmektedir. Bu davanın davacıları, yolsuz tescil nedeniyle zarara uğrayan ve/veya uğrama rizikosuna maruz kalma ihtimali bulunan gerçek hak sahipleridir. Davalılar ise, gerçek hak sahibi olmadığı halde, yolsuz sicil kaydından ötürü tapuda hak sahibi görünen yahut yolsuz tescilden doğrudan veya dolaylı olarak yararlananlar, bu kişiler ölmüşse de bu kişilerin külli halefleridir.

Tapu sicilinin düzeltilmesi davası, Türk Medeni Kanunu’nun 712 ve 713. maddelerinde düzenlenen olağan ve olağanüstü kazandırıcı zamanaşımına dair düzenlemeler dışında herhangi bir süreye bağlı değildir. Fakat, düzeltme davası açmak hakkının dürüstlük kuralı uyarınca reddedilebileceği durumlar da mümkün olabilmektedir. Örneğin; yolsuz tescilin üzerinden çok uzun seneler geçtiğinden bahisle dava reddolunabilir.